İletişim, insan etkileşiminin temelinde yer alan duygu ,düşünce ve ihtiyaçların başka insanlarla paylaşılması sürecidir.İnsan sosyal bir varlık olduğundan diğer insanlarla bağ kurmaya gereksinim duyar.İletişimin başlaması için en az iki kişinin olması ve etkileşime geçilmesi için ihtiyacın hissedilmesi gerekir.İletişimin sağlanmasında dil köprü görevi görür ve büyük önem taşır.Dil gelişiminde görülen yetersizlikler ve aksaklıklar diğer gelişim alanlarını da olumsuz yönde etkiler.
Çocuğun dil becerilerini kazanmasında çevrenin önemi büyüktür.Çocuğun çevresindeki uyaranlar ne kadar fazla olursa dil gelişimide o oranda hızlanma gösterecektir.Doğal ortamda iletişimi çocuk başlatır.Öğretmen, aile veya çocuğun bakımı ile yükümlü olan kişi ortamı çocuğun ilgisini ve dikkatini çekebilecek materyallerle düzenlemelidir. Çocuğa ipuçları vererek onu konuşmaya teşvik etmeli ve cesaretlendirmelidir.Öğretmen veya aile çocuğun ilgilendiği nesne ve olayla ilgili sözel model olur genişletmeler ve düzeltmeler yapabilir.Çocuk model alarak öğrenir.Çocuğun bulunduğu her ortam dilin kazandırılması çalışmalarına uygundur ve her fırsat değerlendirilir.
Çocukla iletişim kurarken üç temel sözel iletişim öğesine dikkat etmek gerekir:
- Göz kontağı
- Ortak dikkat
- Sıralı olmak
Çocuğun adını söyleyip uygun tepki vermesini sağlamak,göz teması kurmak ve uygun davranışlarını ödüllendirmek,çocuğun ilgisine yönelik iletişim kurabileceği ortamlar yaratmak iletişim sırasında çocuğun konuşmasının bitmesinden sonra söze başlayarak sıra alarak konuşma sözel iletişim öğeleri oldukça önem taşır.
Doğal öğretimde çocuğun temel ilgileri dikkate alınarak uygun ortam hazırlandıktan sonra yetişkin sözel model olmalıdır.Çocuğun verdiği sözel yanıt doğru olmasa bile düzeltilmeli ve tekrar model olunmalıdır.Çocuğa dil eğitimi verilirken tüm günlük yaşam fırsatları değerlendirilmelidir.Çocuğun vermiş olduğu tepkiler ve kelimeler tekrar edilip pekiştirilmelidir.Çocuğun anlaşıldığını hissetmeye önemsenmeye ihtiyacı vardır.Öğretmen,aile veya bakmakla yükümlü olan kişi çocuğu konuşmaya teşvik etmek amacıyla geciktirme tekniklerini kullanabilir. Örneğin;çocuğun eline boş bardak verip suyu vermeyerek onu istemesini sağlaması gibi.Ayrıca konuşmalarda vurgu ve tonlamalara dikkat edilmeli çocuğun anlayabileceği şekilde açık ve net ifadeler kullanılmalıdır.
Dil becerilerini iki boyutta ele almak gerekir:
- Alıcı dil
- İfade edici dil
Alıcı dil becerilerinde özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin söylenen yönergeleri anlama,okunan öyküyü anlama gibi konularda sıkıntı yaşadıkları görülmektedir.İfade edici dil becerilerinde ise bu bireylerin anlamlı ses çıkarma ,söz dizim yapısında problem,kelime hazinesinin sınırlılığı ve kullanımı konularında sorunlar yaşadığı bilinmektedir.İfade edici dil problemleri çoğunlukla bebeklik döneminde görülmekte erken tanılama bu noktada büyük önem arz etmektedir.
Bireyin haznesinde bulunan sözcükleri kullanması ,anlaması sıralı iletişime geçebilmesi için çalışmalar yapılabilir.Alıcı dil ve ifade edici dil becerilerini geliştirmek amacı ile farklı öğretim yöntem ve teknikleri kullanılabilir.
Bunlardan biri yazının başında ifade ettiğim çocuğun kendi ortamında öğretmen ve aile tarafından verilen [doğal dil öğretim] yöntemiydi.Bir diğeri ise yapılandırılmış dil öğretim yöntemidir.
Yapılandırılmış dil öğretimi;bu yöntemin en önemli özelliği taklide dayalı olmasıdır.Çocuğun dikkatini çekebilmesi amacıyla yapılandılmış bir ortam kurulur.Öğretmen aktif öğrenci ise pasif durumdadır.Çocuğun ilgisine göre öğretmenin önceden seçmiş olduğu materyalle ders işlenir.Uygun tepkiler verildiğinde pekiştireç olarak sosyal,yiyecek ve sembol pekiştireç kullanılır.Örneğin;öğretmen öğrenciye mee sesini taklit yoluyla öğretirken yanında bu ses için materyal bulundurur.Öğrenciye materyal seçtirmez.Öğretmen materyal olarak üzerinde koyun resmi bulunan bir kart seçer ve kartı göstererek bak koyun mee diyor. Hadi sende mee de diyerek çocuğu yönlendirir.Öğretmen başta davranış için model olur ve daha sonra aynı davranışı ondan bekler.Eğer hedefler arasında doğru tepkiye ulaşmak varsa davranış pekiştirilir.Öğrenciye herhangi bir sesin sözcüğün taklit edilmesi öğretilecekse yapılandırılmış dil öğretim yöntemi etkili olacaktır.
Kısaca; dil ediniminde iletişimin tüm öğelerinin önemli olduğu asla unutulmamalıdır.Dil edinimi ve konuşma becerisinin normal gelişimde her hangi bir yapılandırmaya gerek duyulmadan doğal sürecinde anne-baba ve yakın çevrenin model olması ile öğrenildiği bir gerçektir.Ayrıca edinimin tamamlanmış sayılabilmesi için dil becerilerinin her ortamda aynı şekilde kullanılması ve bireyin dili bağımsız bir şekilde iletişimsel olarak kullanabilmesi gerekmektedir.
Okul Öncesi Öğretmeni: Tuba AKBULUT